5 Nisan 2016 Salı

Sevgili Milena'ya Mektuplar...

KÜNYE
Kitap adı:Milena’ya Mektuplar
Yazar:Franz Kafka
Sayfa Sayısı:400
Türü:Mektup
Çeviri:Murat İbrahim Çelebi
Yayınevi:Panama


      Nasıl başlamalıyım bilmiyorum. Franz Kafka’nın Milena’sına yazdığı mektupların, Milena’nın Franz’ın vasiyetine uymadığı, onları yakmadığı için bugünlere kadar gelen mektupların, kitap olarak yayımlası sayesinde okuduğum bu kitap Milena’ya Mektuplar’dı. Herkesin ne kadar övdüğü bir kitap olduğunu biliyorsunuzdur çünkü kitap hakkında bilgi almak için şu an bunu okuyorsunuzdur büyük ihtimal. Ama benim fikrim kitabı aşık olanlar yani anlam çıkartabilecek insanlar okumalı. Ya da boş vakti olanlar. Kafka’nın Milena’ya aşkı gerçekten güzel. Sadece güzel diyorum çünkü eminim ki daha büyük aşklar, daha güzelleri olmuştur. Kitabı okurken en çok merak ettiğiniz şey; Milena’nın mektupları. “Acaba ne yazdı da Kafka bu kadar sinirlendi, üzüldü, kahroldu, uykusundan oldu diye düşünmeden edemiyorsunuz. Kitabın sonunda ek olarak birkaç Milena mektubu gördüğünüzde gerçekten Kafka’yı düşündüğünü, gerçekten Kafka’yı sevdiğine inanıyorsunuz. Onunda uzaklarda Kafka’nın onu düşündüğü kadar düşündüğünü görebiliyorsunuz. Kafka’nın aşkını betimlemesine, benzetmelerine bayılıyorsunuz. Kafka’nın korkularını, kıskançlığını,güvensizliğini ve tertemiz aşkını anlayabiliyorsunuz. “ Acaba Milena bunları hak edecek ne yaptı?" diye düşünüyorsunuz. Eh, bunun nedeni tabiiki yaşayamadığımız, ne kadar uzaklarda olduğunu bilmediğimiz o “aşk” galiba. Yani sığ gibi görünen ama çok derin bir düşünce. Tabii bu benim naçizane fikrim :) Toparlamak gerekirse, yine kendi fikrimi sunuyorum, boş vaktiniz varsa aceleye getirmeden yavaş yavaş okuyun derim. İmgelemeleri kaçırınca kitabın anlamı kalmayabiliyor. 

Birkaç sevdiğim sözlerini alıntı yapmadan geçemem :)

“ Bak Milena, ‘En çok seni seviyorum’ diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, ‘Sen bir bıçaksın, beden durmadan içimi deşiyorum o bıçakla’ dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki”…
“ Belki önümüzdeki ay Prag’a gelebilirim, diyorsun.Gelme diye yalvaracağım sana neredeyse.Hayır lütfen gelme, sonunda dönmek zorunda kalacaksın nasılsa değil mi?”

Ve favorim…


“ Bugün Viyana haritasına baktım, sadece bir odaya ihtiyacın olmasına rağmen böyle kocaman bir şehri inşa etmiş olmaları bir an için anlamsız geldi bana." 

4 yorum:

  1. Milenaya gıcık oluyom ben Kafkacım bana aşık olsa her şey bambaşka olabilirdi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah ah sanırım her genç kızı hayali o :))

      Sil
  2. çok geçmişteki Başka hayatların hemde bir aşkın mektuplarına şaunda şahit olabilmek tanıklık edebilmek ne güzel değil mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet bizce de :) Hele ki artık mektup diye bir şey kalmamışken... :(

      Sil